Çevre Koruma Uygulamaları ve Doğayı koruma bilinci

Çevre Koruma Uygulamaları ve Doğayı koruma bilinci

Coğrafya TR 21 Mayıs 2010

İnsanların yerleşik hayata geçmesi ve tarımsal faaliyetlere başlaması insanın tabiata ilk müdadurumasi olarak görülmektedir. Genellikle tarımda sulama tekniklerinin kullanılması ile üretim artışının sağlanması tabiata müdadurumanin en mühim örneğini oluşturmaktadır. Fakat bu dönemlerde oluşturulan müdadurumalerin tabiat amacıyla olumsuz neticeler doğurduğu söylenemez. 19. yüzsenede bilgi birikiminin yükselmesinın ve buna bağlı meydana gelen teknolojik buluşların natural bir neticesi olarak meydana çıkan Sanayi Devrimi hem natural kaynakların önemini artırmış hem de bu kaynakların aşırı ve şuursuz olarak kullanılmasına yol açmıştır. Bu dönemden itibaren endüstri faaliyetlerinin yükselmesi, teknolojinin gelişmesi ile refah düzeyini arttıran insan süratli bir çoğalma vakitcine girerek dünya nüfusunu arttırmaya başlamıştır. Artan nüfusun yerleşme, yeme-içme, giyinme ve barınma gibi asli ihtiyaçlarının yükselmesi tabiata aşırı bir yüklenmeye namacıyla olarak tabiat üstünde büyük bir baskı öğeyi oluşturmuştur.

Sistemli tabiat koruma bilinci, dünya çapında 1960'lı senelerden sonra oluşmaya başlamıştır.

Bu namacıylale bölgesel problemlere yönelik olarak son senelerde pek çok planlama yapılmıştır.

Bunlar;

1.  Çevre problemlerinin çözümü amacıyla uluslararası iş birliği ve karşılıklı itimat ortamının oluşturulması

2.  Uluslararası alanda yoğun bilgi alışverişi ve şeffaf etraf uygulamalarının oluşturulması

3.  Oluşturulan etraf uygulamalarının esasını teşkil eden tetkik ve geliştirme çalışmaları amacıyla yeterli kaynakların oluşturulması

4.  Global etraf koruma çalışmalarına bütün ilerlemiş ve gelişmekte olan ülkelerin aktif katılmasının sağlanması

5.  Bilimsel ve teknolojik verilere rahatlıkla erişerek istikbal amacıyla en gerçekçi adımları atmak bunlardan birtakımlarıdır.


AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ÇEVRE POLİTİKASI

Avrupa Birliği politikaları içersinde etraf problemleri özel bir yer tutmaktadır. Avrupa Birliği'ni etraf problemleri ile ilgilenmeye iten namacıylaler nelerdir? Birliğin yayınlarına bakıldığında ortak bir etraf politikasının gerekçesi olarak, "Avrupa'da etraf üstündeki baskının giderek ağırlaşması; sel, kuraklık, orman yangını gibi yıkımların çoğalması; evlerden ve ulaşım araçlarından kaynaklanan karbondioksit emisyonunun sıksık artış göstermesi; bilhassa kentsel yerleşim bölgelerinde kirlilik ve gürültüden ötürü hayat kalitesinin düşmesi; her sene aşağı yukarı iki milyar ton atığın üretilmesi ve bunun senede ortalama %10 yükselmesi..." gibi problemlerin ön plana çıkarıldığı görülmektedir.


Avrupa Birliği (AB), Çevre Politikası ile Belirlenen Hedefler;

 Çevrenin korunması, kollanması ve etraf kalitesinin yükseltilmesi

 Toprak tüketiminde Çevresel Etki Değerlendirmesinin (ÇED) öneme alınması

 Kent planlamasında Çevresel Etki Değerlendirmesinin (ÇED) öneme alınması

 İnsan sağlığının korunması

 Doğal kaynakların ve tabiatnın ekolojik dengeye zarar vermeyecek bir şekilde yönetilmesi

 Çalışma şartlarının ve hayat etrafsinin geliştirilmesine yön verilmesi

 Çevre problemlerina ortak çözümlerin aranması


AB Çevre Politikası'nın İlkeleri;

 Kirleten öder ilkesi (topluluğun asli hedefidir)

 Bütünleyicilik ilkesi (etrafnin korunmasının topluluğun başka politikalarının amacıylae birleşik edilmesi)

 Kaynakta engelleme ilkesi (atığın üretildiği yerin yakınında bertaraf edilmesi)

 Önleme ilkesi (zararın meydana çıkmasından evvelce lüzumlu tedbirlerin alınması)

 Tedbirli olma ilkesi (etraf yönünden olumsuz netice oluşturacak belli bir fiilin bilimsel kanıtı beklenmeden tedbir alınması)

 

AB ÇEVRE POLİTİKASI'NIN TEMEL UYGULAMA ALANLARI

İklim Değişikliği

Birlik, iklim farklılığı ile mücadele konusundaki çerçeve stratejisini 1990'lı senesinin başında çizmiş ve 1992 senesindeki Rio Zirvesi'nde kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne katkıda bulunmuştur. Amaç sera tesiri yaratan gazların atmosferdeki yoğunluklarının dünyanın ikliminde natural olmayan farklılıklar yaratmayacak düzeyde stabilize edilmesidir. Bunun içersinde yenilenebilir enerji kaynakları üretimi ve yakıt ekonomisinin iyileştirilmesi teşvik edilmektedir.


Doğa ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması

Amaç; işleyen natural sistemlerin korunması ve düzeltilmesi ile AB içersinde ve küresel boyutta biyolojik detaylıliğin yok olmasının durdurulmasıdır. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinde çoğu bitki ve hayvan türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. İklim farklılığı ve radyoaktif atıklar namacıylaiyle genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) gibi yeni problem alanları gündelik hayatta  tesirlerini hissettirmeye başlamıştır.


Çevre ve Sağlığın Korunması

Amaç farklı türdeki radyasyon da dahil olmak üzere insan kaynaklı kirleticilerin düzeyinin insan sağlığı yönünden mühim tesiri ya da risklerinin olmadığı etraf kalitesine erişmektir.


Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı

Amaç yenilenebilir ve yenilenemeyen kaynakların tüketiminın etrafnin özümleme kapasitesini geçmemesini sağlamaktır.


Atık Yönetimi

Atıklar etrafa verdikleri zararın yanısıra, insan sağlığını ve hayatını da tehdit etmektedir. Yetersiz atık dolum tesisleri süratle dolmakta, ağır metaller ve toksinler yer altı sularına ve toprağa karışmaktadır. Amaç, atık problemuyla alakalı olarak teknik tetkik, dönüşüm endüstrilerinin geliştirilmesi, eğitim, bilinçlendirmeye yönelik eylem uygulamaları ve iyi uygulamaların değişimi gibi konulardaki tedbirleri desteklemek ve finanse etmektir.


Gürültü Kirliliği

Gürültü bilhassa yoğun nüfuslu yerleşim yerlerinin en mühim etraf problemlerindan biridir. Amaç gürültü kirliliğini azaltmaya çalışmaktır.


Su Kirliliği

Su kirliliği su kaynağının fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik bilhassarinin olumsuz yönde değişmesidir. Bu problem suyun detaylı namacıylalerla kullanılmasını engellemektedir. Amaç; 2010 seneının sonuna kadar bütün yerüstü ve kenar sularının organik kirlilikten arındırılmasıdır.


Hava Kirliliği

Amaç; hava kalitesinin korunması, katı kirliliklerin havayla ilişkisinin engellenmesi yanısıra enerji, ulaşım, turizm ve arazi imarı gibi çoğu alanda tedbirlerin alınmasıdır. Ozon tabakasının incelmesi problemu, asitleşmenin ve yer düzeyindeki ozon ile başka kirleticilerin denetimi ve iklim farkılıkları ile küresel ısınma, Birliğin, havanın korunmasına dair başlıca uğraş alanlarını oluşturmaktadır.


Yatay Mevzuat

Yatay mevzuat: Diğer etraf sektörlerini de ilgilendirir. Yasal ilerleme, karar alma ve programlamayı sağlamlaştırmak amacıyla metotlar ve mekanizmalar geliştirir.

 ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi)

 SÇD (Stratejik Çevresel Değerlendirme)

 Çevresel bilgiye erişim

 Raporlama

 Avrupa Çevre Ajansı (AÇA)

 LIFE (Çevre amacıyla mali araç)


Ormanların Korunması

Ormanlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türlere hayat kısmı gerçekleştiren, çoğu ülke amacıyla mühim bir hammadde ve uluslararası ticaret kaynağı olmanın yanı sıra sera gazı karbondioksit amacıyla hayati önemde bir küresel temizlik aracıdır. Amaç ormanların korunması ve sahip olunan ormanların iyileştirilmesidir.

LIFE DESTEK PROGRAMLARI

LIFE, AB'nin etrafa yönelik projelerin finansmanı hedefiyle oluşturulan tek topluluk mali aracıdır. LIFE uygulaması 1992 senesinde, topluluğun etraf mevzuatı ve etraf politikalarının uygulanmasını desteklemek, atıkların idaresi ve yönetilmesi konusundaki yeni projeleri desteklemek hedefiyle uygulamaya koyulmuştur.


ÇEVRE SORUNLARININ ÖNLENMESİNE YÖNELİK BAZI UYGULAMALAR

İnsanoğlunun geçmişten şu zamana kadar vakit gelen natural kaynakları şuursuz tüketimi ve tahribatı önlenemez boyutlara ulaşmıştır. Genellikle 20. yüzsenede yaşanan süratli nüfus artışı, düzensiz kentleşme ve endüstrileşme gibi etkenler natural kaynakların sınır tanımadan tüketilmesine namacıyla olmuştur.


Bu problemleri engellemek amacıyla birtakım çalışmalar yapılmıştır.

1979 senesinden itibaren bilim etrafleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla DDT grubu pestisitlerin tüketimi başta ABD olmak üzere bütün dünyada yasaklanmaya başladı.

1980 ardından şuurlu tüketicilerin meydana getirdiği kamuoyu baskısı neticesi ekolojik tarım gündeme geldi. Talebin yükselmesi ile çoğu ülkede 0-2 yaş grubu çocuk maması üretiminde ekolojik ürünlerin kullanılması yasalarla mecburi duruma getirildi.

Avustralya'nın kuzey bölgesinde, hükümet ve Avustralya yerlilerinin iş birliği ile Kakadu Milli Parkı Koordinasyonu kurulmuştur. Böylece mili park sınırları içersinde natural hayat korunmakta, turizmin geliştirilmesi ile yerlilere gelir sağlanmakta ve kültürel miras korunmaktadır.

1971 senesinde Greenpeace etraf teşkilatı kurulmuştur. Örgüt, Antarktika kıtasına endüstri ve petrol tesislerinin kurulmaması amacıyla büyük uğraşlar vermiştir.
Doğayı Koruma Bilinci

    Sistemli tabiat koruma bilinci, dünya çapında 1960’lı senelerden sonra oluşmaya başlamıştır. Bu namacıylale bölgesel problemlere yönelik olarak son senelerde pek çok planlama yapılmıştır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Çevre problemlerinin çözümü amacıyla uluslararası iş birliği ve karşılıklı itimat ortamının oluşturulması,
2. Uluslararası alanda yoğun bilgi alışverişi ve şeffaf etraf uygulamalarının oluşturulması,
3. Oluşturulan etraf uygulamalarının esasını teşkil eden tetkik ve geliştirme çalışmaları amacıyla yeterli kaynakların oluşturulması,
4. Global etraf koruma çalışmalarına bütün ilerlemiş ve gelişmekte olan ülkelerin aktif katılmasının sağlanması,
5. Bilimsel ve teknolojik verilere rahatlıkla erişerek istikbal amacıyla en gerçekçi adımları atmak şeklinde sıralanabilir.
Çevre Sorunlarının Önlenmesine Yönelik Bazı Uygulamalar

         1979 senesinden itibaren bilim etrafleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla DDT grubu pestisitlerin tüketimi başta ABD olmak üzere bütün dünyada yasaklanmaya başladı.
         1980 ardından şuurlu tüketicilerin meydana getirdiği kamuoyu baskısı neticesi ekolojik tarım gündeme geldi.
        Talebin yükselmesi ile çoğu ülkede 0 – 2 yaş grubu çocuk maması üretiminde ekolojik ürünlerin kullanılması yasalarla mecburi duruma getirildi.
         Avustralya’nın kuzey bölgesinde, hükümet ve Avustralya yerlilerinin iş birliği ile Kakadu Milli Parkı Koordinasyonu kurulmuştur. Böylece milli park sınırları içersinde natural hayat korunmakta, turizmin geliştirilmesi ile yerlilere gelir sağlanmakta ve kültürel miras korunmaktadır.
         Fransa’nın gerçekleştireceği nükleer denemelere karşı Mc Taggart 1971’de Greenpeace etraf teşkilatınün kurulmasına liderlik etmiştir. Antarktika kıtasına endüstri ve petrol tesislerinin kurulmaması amacıyla büyük uğraşlar vermiştir.

Çevre ile İlgili Konferanslar ve Sözleşmeler

            Uluslararası etraf hukukunun gelişmesine katkı gerçekleştiren en mühim neden uluslararası çapta sözleşmelerdir.

Stockholm Konferansı ile başlayan proses ile etraf bölümünde çoğu sözleşme hayata geçirilmiştir.Bunların birtakımları şunlardır:

            1971; “Sulak Alanların Korunması” amacıyla oluşturulan Ramsar Sözleşmesi
            1973; “Türleri Tehlikede Olan Bitki ve Hayvan Ticaretinin Önlenmesi” amacıyla oluşturulan CITES Washington Antlaşması
            1977; Nairobi’de gerçekleşen Dünya Çölleşme Konferansı
            1978; “AKdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması” amaçlı, Barcelona Antlaşması
            1979; Tükenmekte olan göçmen kuşların korunmasını öngören Bonn Antlaşması
            1979; Avrupa’da nesli tükenmekte olan bitki ve hayvanları koruma altına alabilmek amacıyla oluşturulan Bern Antlaşması
            1992; Rio Dünya Çevre Zirvesi
            1994; Bahama’da oluşturulan “Biyolojik Çeşitliliği Koruma Konferansı”ndan sonra 170 ülke, biyolojik zenginliğin korunmasına dair antlaşmayı imzaladı.
            1994; BM doğrulusunda hazırlanan “Çölleşmeyle Mücadele Antlaşması”nı 90 ülke imzaladı.
            1996; Şehir ve insan yerleşimlerinin problemlerinin ele alındığı Habitat 2 Konferansı İstanbul’da gerçekleşti.
            26 Ağustos – 4 Eylül 2002; “Sürdürülebilir Gelişme Hakkında Dünya Zirvesi (Rio + 10) Konferansı” Güney Afrika’nın Johannesburg (Yohennesburg) kentinde dünya devletlerinin, etraf örgütlerinin, büyük finans kuruluşlarının katılması ile gerçekleşti.

Kyoto Protokolü Nedir?

            Kyoto Protokolü, sera tesiri yaratan gazların salınımlarını (emisyon) kısmak üzere endüstrileşmiş ülkeler amacıyla detaylı namacıylaler belirleyen uluslararası bir anlaşmadır. Sera tesiri yaratan gazlar, kısmi de olsa, küresel ısınmanın, yani küresel ısının yeryüzündeki hayatı tehdit edecek derecede yükselmesinın namacıylaleri arasında gösteriliyor. 1997 senesinde oluşturulan protokol, 1992’de imzalanan bir çerçeve anlaşmasında tespit edilen ilkelere dayanır.

Bunu Paylaşabilirsiniz.

Kıta nedir ve kaç tane kıta vardır?

Coğrafya TR 14 Ocak 2024

YKS'ye Hazırlık Bambu Ağacına Benzer

Coğrafya TR 12 Şubat 2023

Adı Günümüzde Var Olmayan Ülkeler

Coğrafya TR 12 Şubat 2023

Pharos-İskenderiye Feneri

Coğrafya TR 12 Şubat 2023

Büyük Rift Vadisi Nereye Diyoruz

Coğrafya TR 07 Şubat 2023

Ökümen

Coğrafya TR 17 Aralık 2020

Aysberg

Coğrafya TR 01 Ocak 2021

Anökümen

Coğrafya TR 17 Aralık 2020

Aerosol

Coğrafya TR 01 Ocak 2021

Abrazyon Platformu

Coğrafya TR 16 Aralık 2020